Mülteci sorunu,
Önü açılınca kontrolü neredeyse imkansız, devletleri ve imparatorlukları yıkan, tedavisi mümkün olmayan kanserli bir yapı.
İbni Haldun ne güzel söylemiş.
“Dün ve bu gün bir su damlasının diğer su damlasına benzerliğinden daha çok bir birine benzer” diyor.
Yani diyor ki, tarih tekerrürden ibaret diyor.
Mülteci meselesini ciddiye almayan devlet ve imparatorlukların parçalanıp yok olduğunu bilmeyen yok.
Mültecilerin olduğu ülke maalesef ciddi tehtit altında.
Devleti tanımlarken bir kar parçasından bahsedilir ve bu kara parçasında yaşayan bir milletten bahsedilir. Bu millette dil birliği, kültür birliği en önemli unsurdur.
Siz devletin egemen olduğu toprak parçasına, dili ve kültürü sizden çok farklı halkların girişine izin verirseniz ve devletin sınırları içine giren halkların oranı, sizin nüfusunuzun yüzde birini geçip, nüfusunuzun neredeyse yüzde onu kadar bir giriş olursa, o ülke için sonun başlangıcı tetiklenmiştir.
Nüfusun yüzde onuna yakın bir mülteci o ülkeye girmişse, o ülkede artık ciddi bir güvenlik sorunu başlar.
Kültürünüz ciddi tehtit altındadır.
Kültürüne yabancı olduğunuz insanlarla kapı komşusu olmuşsunuzdur.
Sizin kırmızı çizginiz onun kültüründe bir anlam ifade etmeyecektir.
Keza aynı şey onun içinde geçerlidir. Ve böyle bir durumda çatışma kaçınılmazdır !
İki yumurtayı birbirine çarpmaktan başka bir çare yoktur artık. Ve sizin için iyi niyetli olmayan komşularınız sizin bu durumunuzu kendi çıkarları için istediği gibi kullanacaktır.