Sinan Ateş’e Vefasızlık

Sevgili okurlar; İnsanoğlu yaradılış gereği vefasız olamaz aslında ama iman eksikliği insanları vefasızlığa yöneltebiliyor ve vefanın imandan olduğu gerçeğini unutuyor veya hiç aklına getirmiyor.

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Dr. Sinan Ateş bir suikast sonucu öldürüldü. Her ne hikmetse kendisini ülkücü vatansever milliyetçi olarak gören ve tanıtanlar tarafından bu suikast görmezden gelindi ve bir taziye bile yayınlanmadı. Yeni yıl mesajı atanlar taziye mesajı atamadılar. Kendisini Ülkücü olarak tanımlayanlar ya da o davaya addedenler de görmezden geldi. Ülkücü Camiaya hizmet etmiş birini neden görmezden geldiler akıl alır gibi değil ve birçoğu koltuk ve çıkar kaybı korkusu nedeniyle sessiz kaldılar. Şehit Başkan Muhsinbey bir sözünde şöyle diyor. “Rahatınız bozulmasın diye, hangi doğrulardan vazgeçtiyseniz, o fiyata satıldınız demektir” Muhsin Yazıcıoğlu

Her ne olursa olsun Ülkücü camiaya yıllarca hizmet etmiş birine bu vefasızlığı layık görenler ilerde aynı vefasızlık ile uğurlanırlar inşallah. Ülküdaşlığın öz kardeşlikten öte bir şey olduğunu tam anlatamadık.

Anlattıklarımızı da araya giren siyasetçiler tersyüz ettiler. Sinan Ateş’e pusu kurdular, altı mermi saplandı bedenine. Mermilerden değil de tetiği çeken elin kahpeliğinden, o kahpe eli bulup karşısına çıkartan arkadaşlarının namertliğinden bacakları titredi ve yere düştü. Mermiler yere düşürmedi, düşüremezdi de… Yüce Devletimiz katilleri bulup elbette gereğini yapacaktır hiç şüphesiz. En önemliside Sinan Başkanı öldüren maşalardan ziyade o maşaları kimlerin kullandığıdır.

Bursa’da iki kızının “Baba gitmeee” feryatları göğe yükseldi. Hiçbir dava, hiçbir ülkü, hiçbir parti tabelası o yavruların bir damla gözyaşından üstün değildir.

Aynı vefasızlığı Fırat Yılmaz Çakıroğlu’na ve Ozan Arif’e reva görenleri yüce Mevla’ma havale ediyorum. Kaybetmekten korktuğunuz o koltuklarınız sizleri zelil etsin diyor, Sinan Ateş Başkana rahmetler diliyorum.

Ey vefasızlar o yüce mahkemede nasıl bakacaksınız Sinan Başkanın yüzüne…